Varolan marshmallowu mideye indirmek mi, yoksa bekleyip iki marsmallow kazanmak mı? Çocukların zevki ertelemeleri, öz denetim sağlayabilmeleri üzerine yapılan “Marshmallow deneyi” kimisinin bu “acıya” son verip Marshmallowu mideye indirmesiyle, kimisinin bekleyerek ikinci bir ödülü kazanmasıyla sonuçlanmıştır.
Peki, böyle durumlarda tercihlerin farklı olmasının çocukların yaşayış tarzı, anne baba tutumları açısından sebepleri nelerdir?
Düşünce, dürtü ve duyguların kontrol edilmesiyle açıklanan “Öz Denetim” becerisine sahip olan çocuklar, iş ve okul hayatında daha başarılı olma eğilimindedir. Bu doğrultuda öz denetimi yüksek kişiler, sosyal çevreyle daha iyi ilişkiler kurabilir, daha az stresli ve daha çok mutlu olurlar.
Öz denetim becerilerini etkileyen faktörlere baktığımızda, çocukların en yakınları olan anne, babalarının etkisi büyüktür. Denetleme becerisi, aile içerisinde başlar ve sosyal çevre içerisindeki ilişkilerle de devam eder.
Çocuğun davranışsal öz denetimi sağlayabilmesi, ailenin yönlendirmesi neticesinde çocuğun gerçekleştirdiği çaba ile mümkündür. Bu doğrultuda geciktirmeyi etkinleştirme görevleri, çocukların beklemelerini ve dürtülerini kontrol etme yeteneklerini artırır. Bu görevler, sadece dürtüleri kontrol etmek için değil aynı zamanda yetişkinlerin belirlediği sağlıklı kurallara, karşı çıkan tepkilerden ziyade içselleştirerek, uyumlu şekilde yaklaşmaları açısından önemlidir. Anne babalar, çocuklarda bu beceriyi geliştirmek için dikkatli davranmalıdır.
Koşulsuz Sevmek
Ebeveyn, sevginin öze ait bir duygu olduğunu unutmamalıdır. Sevgi, şartlardan ve koşullardan etkilenen bir şey değildir. Örneğin, bir çocuğun uslu durduğunda çok sevilmesi, yaramazlık yaptığında, davranışın değil kişiliğin eleştirilmesiyle, sevilme duygusunun zedelenmesi, çocuğun zihninde sevgiyle alakalı soru işaretleri oluşturur. Sevginin koşulsuz sunulmadığını hisseden çocuğun, öz yeterliliği zedelenir. Bu durumdan öz denetimde nasibini alır. Sonuç olarak, anne-babalar, çocuğun göstermesini istediği öz denetimi, güç savaşı halinde değil, kendinden emin, sakin ve sevgi ile istemelidir. Bu istek gerçekleşmediğinde de bunu sakince karşılamalı, kararlılığını sürdürmeli ve gözlemlemelidir.
Duyguları Adlandırmak
Çocuklar çoğu zaman zor duygularla karşı karşıya kalırlar ve bazen tepkileri aşırı şekilde olabilir. Bunun sebeplerinden biri bu duyguya yabancı olmaları ve duygunun tanıdık gelmemesidir. Ebeveyn bu duygularla ilk defa tanışan çocuğa, duygusuyla alakalı isimlendirme yaptığında, çocuk bunu tanıyıp anlaşıldığını hisseder ve rahatlar. Bir sonraki duygu halinde bu durum daha başa çıkılabilir bir hale gelir. Anne babalar çocuğa, yaşadığı duygularla ilgili nasıl hissettiğini sormalıdır. Bu duyguların, vücudunda nasıl bir etki oluşturduğunu konuşmalıdır. Öz denetim sağlarken de koyulan kurallara karşı, hayal kırıklığı, öfke, üzüntü, utanç gibi duygular için de duyguların isimlendirilmesi önemlidir. Anne babalar, “Evet bunu almayı çok istediğini biliyorum. Onun için öfkelendin ve ağladın...” gibi duygunun kabul edildiği ve adlandırıldığı fakat kuralın değişmediğini anlatan açıklamalar yapabilmelidir.
Sorunları Bulmak
Anne babalar, çocuğun denetlemekte en çok zorlandığı duyguyu, durumu düşünmeli ve buna karşı davranışlarında neyi değiştirebileceğini düşünmelidir. Örneğin çocuk, tablet süresi bitince elinden aniden alınmasına karşı kendisini denetleyemiyorsa, süresinin bitmesine 4-5 dakika önce uyarılmalıdır. Çocuk farklılıklara kurallara karşı adapte olmakta zorlanıyorsa ona biraz zaman tanınmalı ve önceden nelerle karşılaşabileceği anlatılmalıdır. “Bunun için neler yapabiliriz” başlığı altında kurallar çok fazla esnekliğe uğratılmadan çözümler bulunmalıdır.
Sevdiği Etkinliklere Yönlendirmek
Anne babalar, çocuğun moralinin bozuk olduğunu gördüğünde sevdiği aktivitelerden birini sakinleşmek ve mola vermek için kullanabilmelidir. Bunun öncesinde ebeveyn, bu duyguların kabul edilmesi gerektiğini ve hayatımızın parçası olduğunu anlatmalı, destekçi olduğunu hissettirmelidir. Zaman içinde de çocuk, bu baş etme yöntemlerini kendisi de kullanacaktır. Örneğin ödev yaptığında sıkılan çocuğa, biraz müzik dinlemek, biraz sevdiği oyunu oynamak gibi önerilerde bulunulabilir.
Ulaşılabilir Olmak
Çocuk çok yoğun duygular yaşarken ebeveyn çocuğu tüm dikkatini vermelidir. Çocuk dikkatin üzerinde olmadığını farkettiğinde duygu ve davranışları ı kontrol etmekte zorlanacaktır. Çocuğun söylediği kelimelerin aynısını kullanarak duyguyu açıklayın ve çocuk bu sayede anlaşıldığını hissedecektir. Daha sonra ebeveyn durumla alakalı sorular sorarak neler yapılabileceğini konuşmalıdır.
Çabayı Övmek
Ebeveyn, çocuğun öz denetim sağlamaya çalıştığı anları boş geçmemelidir. Onlar için ufak sözel övgülerde bulunmalıdır. Örneğin, sırasını beklediğini gördüğünüzde, siz telefonla konuşurken beklemeye çalıştığını gördüğünüzde onu takdir edin. Pozitif geri bildirim sayesinde çocuk, kendisini denetleyebilecek becerileri kazanacaktır.
PSK. Aysun Karapınar

Comments