top of page

Okul Öncesi Dönemde Sosyalleşme ve Akran İlişkisi

  • akademimucitler
  • 24 Ağu 2020
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 9 Eyl 2020

İnsan biyokültürel çeşitlilik içinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Bu yaşam çeşitliliği içerisinde bitkiler, hayvanlar, yaşam alanlarının yanı sıra; kültürler ve diller de vardır. Kültür, dil ve çevre insan davranışlarının şekillenmesinde belirleyici bir etkendir. Bu belirleyicilik, yeni davranış kalıpları öğrenme, var olanı değiştirme ve toplumsal beklentilere uyum gösterme şeklindedir. İnsan yaşamının ilk yıllarından itibaren bir toplumsallaşma sürecindedir. Erken çocukluk döneminde temelleri atılan bu sosyalleşme sürecinin ayrıntılarını inceleyelim.

Sosyalleşme, insanın benmerkezci olduğu bebeklik çağından; bağımsızlıkla özdeşleşen yetişkinlik dönemine kadar devam edip sonuçlanan öğrenme ve öğretme işlevidir. Bu bilgi alışverişi okul öncesi dönemde kendini göstermeye başlar. Okul öncesi dönem kişiliğin oluşması, temel alışkanlıkların kazanılması açısından kritik dönemlerdir. Bu dönemde çocuklar bilinçli ya da bilinçsiz öğrenme öğretme sirkülasyonu içinde alışveriş halindedir. Eğitim her ne kadar aile de başlıyorsa da aile, gelişim ve sosyalleşme açısından akran grubunun sağladığı donanıma sahip değildir. Çocuk aile dışında ki çevre, akran grubu ile olumlu ilişkiler kurma, her grup ve kişi için belirli davranış ve oluşum alanı oluşturma temellerini bu kritik dönemde atmaya başlar. Erken çocukluk döneminde çocuklar sosyal davranışları genelde taklit ederek ortaya çıkarırlar. Bu anlamda okul, çocukların sosyalizasyonun da büyük öneme sahiptir.

Akran ilişkileri her yaşta farklı niteliklere sahiptir. Çocuklarda ilişkiler, zihinlerindeki var oluş şemasına, yaşadığı dünyayı anlamlandırmasına göre değişiklikler gösterir. Bu dönemde arkadaşlık ilişkileri, çocuklara sosyal, bilişsel, duygusal, fiziksel olarak destek sağlaması açısından önemlidir. Çocuklar birbirleriyle farklı deneyimlerini, keşiflerini paylaşarak bu sürece dolaylı olarak diğer çocukları da katmaktadırlar. Çocuk bu bilgiye, keşfi görerek şahit olmuştur, bunu kendi deneyimlememiş olsa da başkası tarafından bilgiye ulaşmıştır. Akran grupları arasında ki bu paylaşım: inceleme fikir üretme, kendi fikrini katma-değiştirme, yorumlama, girişkenlik süreçlerini de kapsadığından çoklu öğrenme ortamı sağlanmış olur. Buradan da anlaşıldığı üzere ailenin kazandırmak istediği davranış ve eylemleri çocuk arkadaş ortamında doğal, organik yollarla öğrenmektedir.

Arkadaşlık ve akran ilişkisi arasında belirli farklar vardır: akran ilişkisi aynı yaş, gelişim düzeyinde olan yaşam tarzı, değerler, sosyal benzerlikleri paylaşan kişiler arasında etkileşimdir. Arkadaşlık ise akranı olmayan farklı çocuklarla da kurduğu duygusal bir bağdır. Okul öncesi dönemde kurulan ilişkiler akran ilişkisi ile açıklanırken yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen sürenin artması, birlikteliğin bilinçli hale gelmesiyle arkadaşlık ilişkisinin temelleri atılmış olur.

Okul öncesi dönemde akran ilişkilerinin temel nitelikleri, onaylanma, kabul görme üzerinedir. Çocuklar, akranlarından gelen bu sosyal destek, yardım görme-gösterme eylemleriyle ilişkilerini kuvvetlendirerek iş birliği, yardımlaşma gibi erdemleri de öğrenmiş olurlar. Akran ilişkilerinde yaşanan olumsuz durumlarda, çocuklar sosyal uyaranlara karşı bir savunma mekanizması geliştirerek ya çatışmalardan kaçınır ya da yaşadıkları hayal kırıklıklarını dile getirirler. İki durumda da bu olumsuzluğu görmesi ileriki yaşamlarında onların zihninde çeşitli kişilik ve davranış repertuvarı oluşmasını sağlar. Çocukların olumsuz durumlar karşısında uygun davranışı ortaya koymaları için ebeveynin çocuğa desteği ve uygun rol model olması önemlidir. Aynı zamanda bu dönemde konuşma ve akran ilişkileri arasında önemli bir bağ vardır. Konuşma, akran ilişkilerini geliştirir. Akran ilişkileri de konuşmayı geliştirir. Bu döngü içinde çocuk akran grubunun öğrenme öğretme çeşitliliğinden faydalanır.

Çocuklar akran gruplarında öncelikle bireysel olarak oynarlar. Grup içerisinde olsalar da bireysel oyun alanı kurarlar. Zamanla bireysel oyun kendini küçük gruplara daha sonra iş birlikli oyuna dönüşerek devam eder.

Yaş gruplarına göre akran ilişkilerinde, çocukların konum ve davranışları farklılıklar göstermektedir:

0-3 YAŞ ARASI AKRAN İLİŞKİLERİ

Bebek doğumdan sonra çevresindeki sesleri algılayarak ilk sosyal etkileşime başlar. Bu etkileşim 6. Aydan sonra başka bebekler ona dokunduğunda gülmesiyle devam eder. Bebekler artık taklit yöntemiyle birbirilerinden etkilenerek etkileşime girmiştir. Bir bebek ağlayınca diğerinin de ağlaması, biri gülünce onun da gülmesi, dokununca dokunması gibi. Bu dönemde çocuklar keşfetme algılama döneminde olduklarından birbirlerini inceleme, keşfetme ve sonrasında paylaşma girişimlerinde bulunurlar. Bu paylaşım uzun ve kalıcı olmasa da ilk girişimler yapılmaktadır. 1 yaş civarında çocuk kendisine, genelde grup içerisinde de olsa bireysel oyun alanı kurar. İş birlikli oyun girişimlerine çok kısa sürse de başlanır. 2 yaş civarında paylaşımcılık 1 yaşa göre daha anlamlı hale gelmiştir fakat akran ilişkileri kurma noktasında bu paylaşımcılık yeterli boyutta değildir. Bu dönemde çocuk benmerkezciliğini koruyarak çeşitli girişimlerde bulunur. Bu dönemde ifade etme becerisi çok gelişmemiş olduğundan çocuklar nesneleri sahiplenme durumlarında çıkan anlaşmazlıkları fiziksel yollarla çözmeye çalışırlar. Bu dönemde saldırganlık davranışları görülebilir. Üç yaştan itibaren çocuklar, ikili gruplarla bir araya gelerek grup sayısını arttırarak devam ederler. Paylaşımcılık biraz daha gelişmiştir. Birbirilerine arkadaşça yaklaşırlar fakat bu dönemde de çocuklar, egosantrizmin bireyselciliğinden dolayı saldırma, tartışma ilişkisi üzerine beraberlik gösterirler. (Bu durum değişkenlik gösterebilir)

4-6 YAŞ ARASI AKRAN İLİŞKİLERİ

Dört yaş çocuklarının akranlarıyla olan ilişkisi artık daha anlamlı hale gelmiştir. Bu dönemde çocukların kural algısı, mülkiyet kavramı tam olarak gelişmediğinden oyunlarda arkadaşlarıyla kavgalar görülebilir. Yaratıcılıkları gelişmektedir. Bunu oyun alanında akran grubuyla paylaşırlar fikir cümbüşü içinde gelişimlerini sürdürürler. Kimi zaman iş birliği içine girerken kimi zaman çatışmaya girebilirler. Bu dönemde artık ifade edici dil gelişmeye başladığından çocuk anlaşmazlığını konuşarak halletme girişimlerine başlamıştır. Üç yaşlarında, akran ilişkilerinde ki belirleyicilik popülerlik üzerine kuruluyken çatışmaya giren, saldırgan olan çocuk popülerliğini sosyal becerileriyle göstermeye devam ediyorsa reddedilmemekteydi fakat bu durum dört yaştan sonra değişiklik göstererek saldırgan çocuğu reddetme, uyumlu çocuk ile arkadaşlık kurma şekline dönmektedir. Dört yaşından sonra çocuk uygun tercihler doğrultusunda hareket etmeye çalışır. Beş yaşlarında çocuk iş birliği, yardımlaşma becerilerinde artış görülür. Beş yaşından sonra çocuk anlaşmazlıklarını çözmek için farklı stratejiler edinmiş ve ifade edici dil ile sözel tartışmalarla sorunlarını çözme eğilimine girmiştir. Bu yaşta çocuklar grup oyunlarını tercih ederler. Sosyal uyumun parçası olan kurallara uyumun farkına varmaya başlamışlardır. Kendilerinden küçük çocuklara sevecenlikle, koruyuculukla yaklaşırlar. Altı-yedi yaş aralığında çocuk arkadaşlık kurmanın, paylaşımcılığın daha anlamlı olduğu döneme girmiştir. Kimi zaman da rekabetin getirdiği kavga ve çatışmalara da başvurdukları gözlenmiştir. Dört- altı yaş arasında çocuk çoklu oyun gruplarında daha uzun zaman geçirmeye başlamıştır.

Sonuç olarak yaş ilerledikçe akran ve arkadaşlık ilişkilerinde de ilerleme görülmektedir. Akranlarla geçirilen zaman ve oynanan oyun arttıkça gelişim o denli sağlıklı olacaktır.



 
 
 

Comments


bottom of page